Altının Tarihi: Medeniyetlerden Günümüze Kıymetli Bir Hikâye

Antik Dönemlerde Altın Altın, insanlık tarihinin en eski metallerinden biridir. M.Ö. 2600’lü yıllarda Antik Mısır’da firavun mezarlarında, dini objelerde ve takılarda kullanıldığı bilinmektedir. Aynı dönemde Mezopotamya ve Anadolu’da da altın hem süs eşyası hem de güç sembolü olarak görülmüştür.

Krallıkların ve İmparatorlukların Altını Roma ve Bizans İmparatorlukları döneminde altın, yalnızca zenginliğin değil, aynı zamanda siyasi gücün de simgesiydi. Altın sikkeler, ticaretin temel taşıydı. Bizans’ın Solidus sikkesi, yüzyıllar boyunca Akdeniz ticaretinde yaygın biçimde kullanıldı.

Yeni Çağda Altın Arayışı yüzyıldan itibaren Avrupa'nın Amerika kıtasını keşfetmesiyle birlikte altına olan talep yeniden zirve yaptı. İspanyol kaşifler Güney Amerika’dan Avrupa’ya tonlarca altın taşıdı. Bu dönemde altın, kıtalararası bir güç göstergesine dönüştü.

Modern Dönem ve Altın Standartları ve 20. yüzyıllarda ülkeler altını para birimlerinin teminatı olarak kullanmaya başladı. Bu sisteme “altın standardı” adı verildi. Her bir kağıt para, belirli bir miktar altına karşılık geliyordu. Günümüzde bu sistem terk edilmiş olsa da, altın hâlâ merkez bankalarının rezervlerinde önemli bir rol oynamaktadır.

Dikkat Çekici Bilgiler Şimdiye kadar çıkarılan tüm altın, yalnızca birkaç olimpik yüzme havuzunu dolduracak kadardır.

Altın doğada saf halde bulunabilen nadir metallerdendir.

1 gram altın, oldukça ince bir tabaka hâline getirilerek büyük yüzeyleri kaplayabilir.